“Binalar şehirlerin sürdürülebilirlik yönetimlerinin kritik öğeleridir. Bina yapılırken ve kullanılırken karbon-su ayak izi olur ve bina iklim değişikliğine neden olacak sera gazı salımı yaratır. Diğer deyişle, insanın en temel ihtiyacı barınmayı sağlayan ve devasa bir ekonomi yaratan binaların yerküremize bedeli vardır.”

Sürdürülebilir Üretim ve Tüketim Derneği (SÜT-D) Kyoto Sözleşmesi sonrası yapılan çalışmaları değerlendirmek ve büyük bir hevesle beklenen Paris İklim Zirvesi öncesi ülkemizde ve dünyada olagelenleri masaya yatırmak üzere gerçekleştirilen “I. İstanbul Karbon Zirvesi” için Nisan 2014’te, İTÜ’de bir araya gelen akademi, kamu, iş dünyası temsilcileri ve gençler tarafından kuruldu. SÜT-D çalışmalarında resmi erk, yerel yönetimler, üniversiteler, iş dünyası, sivil toplum örgütleri ve medya ile yakın iş birliğinde olarak “Sürdürülebilirlik” kavramının tüm sosyal ve teknik yönleriyle uğraş vererek yerküremiz için yeşil sivil gücünü ortaya koymakta. İTÜ Öğretim Üyesi Sürdürülebilir Üretim ve Tüketim Derneği (SÜT-D) Başkanı Prof. Dr. Filiz KARAOSMANOĞLU ile Sürdürülebilir Yapılar üzerine faydalı olacağını düşündüğümüz bir söyleşi gerçkeleştirdik. Keyifli okumalar…

Derneğinizin kısa tarihçesine değinerek faaliyetleriniz hakkında bizi bilgilendirir misiniz?

Üyelerimizin yüzde yetmiş beşi kadın, yüzde altmışı ise otuz beş yaş altında. SÜT-D yeni, ancak hızla yaygın etkiler yaratmış bir dernek. Öncelikli seçtiğimiz etkinliklerle geniş bir yelpazede topluma ulaşıyoruz. Okul öncesi minikler de, dev üreticiler de bizim hedef odaklarımız. Çünkü sürdürülebilirlik her şeyden önce kişinin yaşam kültürünün bir parçasıdır. Evde, işte, okulda, diğer deyişle insanın olduğu her yerde sürdürülebilir üretim-tüketim-hizmet için ülkemizde bilgi ve kapasite oluşturma ve farkındalık artırmak için gayret gösteriyoruz. Ülkemizin düşük karbon ekonomisine geçişi ve ekonomisinin giderek yeşilleşmesi için uğraş veriyoruz. 26 Nisan 2017’de dördüncüsünü gerçekleştirdiğimiz İstanbul Karbon Zirvesi ülkemizin iklim değişikliği ile mücadele yolunda önemli bir platform yaratıyor. Kişi ve kurumların karbon azaltım başarısını, konusunda ülkemizin ilk ödülü olan “Düşük Karbon Kahramanı Ödülü” ile taçlandırıyoruz. Sektörel Dernekler SÜT-D için önemli. İstanbul Karbon Zirvemizde iş dünyasının sivil gücü ile paydaşız. Binalarla ilgili ÇEDBİK, İMSAD, İZODER, TÇMB, YİSAD gibi. Türkiye’nin ilk ve tek elektrikli ve elektronik atık zirvesini 2015 yılında yapan ve “E-Atık Kahramanı” ödülünü de veren SÜT-D, atık yönetimini ve döngüsel ekonomiyi ikinci öncelikli alanı olarak görmekte. SÜT-D hedeflerinin kamuya ulaşmasında medyanın etkisini bilerek, belli aralıklarla basın duyurusu hazırlamakta ve önemli konulara vurgu yaparak radyo ve TV programları ile de sesini duyurmakta. Örneğin gri su kullanımı, yeşil hediye seçimi, enerji verimliliği, atık yönetimi. 5 Haziran Dünya Çevre Günü’nde “Doğaya koşalım. Doğanın parçası olup, gezegenimiz, çevremiz için uğraş vererek iklim değişikliği ile mücadele etmeliyiz” dedik.

Sürdürülebilir bina yönetimi konusunda görüşlerinizi alabilir miyiz?

“Gelecek nesillerin ihtiyaçlarını tehdit etmemek için, temel insan ihtiyaçlarını karşılayan ve daha iyi bir yaşam kalitesi sağlayan ürün ve hizmetlerin, tüm yaşam döngüsü boyunca doğal kaynakların kullanımını, zehirleyici maddeleri, atık ve kirletici emisyonları en aza indirerek üretimi ve kullanımı” şeklinde sürdürülebilir üretim-tüketim tanımlıdır. Bu tanımdan hareketle, yapım aşamasının girdi tedarik zincirinde ve enerji-su kullanımında kaynak verimliliği sağlayarak, atık yönetimini başarıp geleceğin gereksinimlerini karşılayacak ve yenilenmeye uygun tasarıma sahip, uzun ömürlü binaların inşası ile sürdürülebilir binalara ulaşılır. Binayı kullanırken de sürdürülebilir yönetim yapılmalıdır. Bir bina adeta bir fabrika gibi sürekli tüketim yapar. Binalar şehirlerin sürdürülebilirlik yönetimlerinin kritik öğeleridir. Bina yapılırken ve kullanılırken karbon-su ayak izi olur ve bina iklim değişikliğine neden olacak sera gazı salımı yaratır. Diğer deyişle, insanın en temel ihtiyacı barınmayı sağlayan ve devasa bir ekonomi yaratan binaların yerküremize bedeli vardır. İklim değişimine dirençli binalar şarttır. Burada binaların sertifikasyonu önem kazanmaktadır. Bilindiği üzere, küresel kabul gören çeşitli sertifikalandırmalarla binaların sürdürülebilirlik kimlikleri belgelendirilmekte, yaygın adıyla yeşil binalar giderek artmaktadır.

Sürdürülebilir binalarla yapı malzemeleri sektörünü ilişkilendirdiğimizde öne çıkan konular nelerdir?

Bina inşasındaki tedarik zinciri, kullanılan tüm yapı malzemeleri, enerji tüketimi ve atık yönetimi karbon ayak izini etkiler. Doğal ya da yapay her yapı malzemesinin bir karbon ayak izi vardır. Yapı malzemeleri devasa sektörlerden binaya ulaşır. Başta çimento, cam, çelik, alüminyum sektörleri olmak üzere boyalar, kaplayıcılar, yapıştırıcılar, yalıtım ürünleri v.b. kimya endüstrisi ürünlerinin piyasaya arzında büyük bir rekabet vardır. Hedef kullanıma uygun yüksek performanslı bir bina tasarlarken, sürdürülebilirlik dikkate alındığında,yapı malzemeleri yeşil satın alması henüz hiç de kolay değil. Örneğin hala su bazlı boyaları, uygulayıcılar yaygın tercih etmemekte. Yapı malzemeleri seçiminde bina ömrü ve kaynak verimliliği öncelikli seçimler yapılmalı ve varsa, mümkün yeşil alımlar yapılmalıdır. Bina enerji yönetiminde ısı yalıtım malzemesi seçimi mühimdir. Yalıtım-iklimlendirme ilişkisi için bu konu ayrı bir değerlendirme ile bina tedarik zincirinde yer almalıdır. Yalıtım sektörü güçlü ürünleriyle seçenekler sunmaktadır. Asıl olan uzun ömürle niteliğini koruyan yapı malzemelerini atık yönetimini dikkate alarak seçimidir. Çünkü karbon yönetiminde, yapı malzemelerinin yaşam döngülerindeki ömrü ve etkileri önemlidir. Düşük karbon ayak izli yapı malzemeleri arzı için kimya sektörü devleri çalışmaktadır. İnsan dostu, güvenilir ve iklim değişimine dirençli yapı malzemeleri arzı ve ekonomisinin oluşması için piyasanın da talep etmesi gerekir.

Kentsel dönüşüm ve sürdürülebilir bina yönetimi ilişkilendirmesini açıklar mısınız?

Kentsel dönüşüm ülkemiz ve İstanbul için bir fırsattı. Fırsat olmayı da sürdürüyor. Sürdürülebilir şehir yönetiminde, iklime dirençli şehir yönetiminde binalar özel bir yere sahiptir. Bu nedenle kentsel dönüşümle hızla mesafe almak mümkün olabilirdi. Hala olabilir. Ancak bilgim dahilinde olan konularla fenni kanaatim kentsel dönüşümde sürdürülebilirlik kelime olarak dahi yer almamaktadır. Toplumdaki algı depreme önlem alma, ranta ulaşma ve bir daire fazlaya sahip olma. Bırakınız sürdürülebilirlik yönetimini, kültürümüzde olan bitki ve ağaçların kullanımının dahi önemsenmediğini düşünüyorum. Neler duymak isterdik? Örneğin gri su kullanımı, kojenerasyon, atık toplama-ayrıştırma, doğal aydınlanma seçenekleri, yerinde güneş elektriği üretimi, yeşil sokaklar, artan ağaç sayıları. Bugün kentsel dönüşüm İstanbul’umuz için ciddi bir hafriyat sorunudur.

Sürdürülebilir binalar hakkında toplumda bilinçlenmeyi sağlamak için neler yapıyorsunuz? Sektör için neler söyleyebilirsiniz?

Sürdürülebilirlik kavramı kişinin donanımında, adeta karakterinde olması gereken bir olgudur. Her bir yeni günü yaşamaya başlayan kişi enerji-su ve her türlü kaynak tüketiminin ve sebep olduğu atıklarının ne kadar önemli olduğunu, tüketim seçeneklerinin neler olduğunu bilmelidir. Yaşam, sürdürülebilir yaşam olmalıdır. Tek bir kesme şekerin ziyanı için kaygı duyan yurttaşlarımız varken, otomobilinden alüminyum içecek kutusunu fırlatanlara alüminyumun karbon ayak izini, iklim değişimine etkisini anlatmak kolay değil. SÜT-D bu hususu çok önemli görmekte ve okul öncesi çocuklardan başlayarak “Sürdürülebilir Yaşam Kültürü” için uğraş vermekte. “SÜT-D Küçük Karbon Kahramanı” başlığında farkındalık artırma için okullarımızla paydaş oluyoruz. Bina kullanıcılarının talepleri olması için konuyu bilmeleri önemli. SÜT-D sürdürülebilir binalar için kullanıcı ve iş dünyası ile paydaş olmayı, farkındalık çalışmalarını sürdürecek.
Yapı malzemeleri sektörünün gücü sivil toplum örgütleri gücünden gelmektedir. Sektörel sivil toplum yapılanması, örgütlerin resmi erkle iletişimi verimli olup, sıkı rekabet içinde hem kazanç hem de dünyanın gerisinde kalmamak için güçlü duruş mevcut. Sürdürülebilirlik yönetimi, iklim değişimi ile mücadele konularında da sektör sesini duyurmaktadır. Ancak bilindiği üzere yapı malzemeleri üreticilerinin yanısıra sektörün aktörleri çok. Müteahhitler, bayiler, nalburlar, uygulayıcılar, vb. yelpaze geniş. Beyaz ve mavi yakalılar yanında yeşil yakalılar henüz az sayıda. Küresel firmaların ve KOBİ’lerin yeşil ürün örnekleri ve sürdürülebilirlik raporlamaları giderek artıyor.

Haberin Bağlantısı